Rıdvan Dilmen / Sabah
Futbol / Spor

Rıdvan Dilmen (d. 15 Ağustos 1962, Aydın ) Türk Eski Milli Futbolcu, Teknik Direktör,Futbol yorumcusu.

15 Ağustos 1962’de, Aydın’ın Nazilli ilçesinde Mehmet Lütfü Bey ile Makbule Hanım’ın dördüncü ve son çocukları olarak dünyaya gelen Dilmen, spora atletizmle başladı, daha sonra futbola yöneldi. Küçük yaşına rağmen, mahalle takımlarının aranan ismiydi. Gazoz ve şekere karşılık, mahalle arası transfer olduğu söylenir. Mahalle maçlarında herkes kendine bir futbolcunun adını yakıştırırken, o Fenerbahçeli Cemil Turan’dı. Küçük yaşlardan itibaren Fenerbahçe taraftarı olduğunu saklamayan Dilmen, sarı-lacivertli takımın maçlarını izleyebilmek için, İzmir’e otostop yaptığını belirtir. 12 yaşındayken, babasını kaybeden Rıdvan’ın ağabeyi Ercüment, ailenin geçimine katkıda bulunmak için Denizlispor’da bir süre futbol oynadı.

 

Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen 13-14 yaşlarinda, mahalle arasında oynarken keşfedilmiş ve daha sonra Nazilli Sümerspor’da futbola başlamıştır. O sezon takımı yenilgisiz şampiyon olmuştu. Daha sonra, Muğlaspor, Rıdvan’ı transfer etmek istedi ancak kulübü bu öneriyi geri çevirdi. Sonunda, pazarlık reddedilmez noktaya geldi ve 25 futbol topu karşılığında, Muğlaspor antrenörü Kemal Dirikan tarafından transferi gerçekleşti.

Rıdvan’ın oynadığı sezon Muğlaspor, amatör ligden ikinci lige çıktı. Dirikan’ın "Şeytan gibi bir zekan var" sözü, Rıdvan’ın hala anıldığı "Şeytan" lakabının temeli oldu. Muğlaspor’da oynadığı futbolla büyük takımların dikkatini çekmeye başlayan 19 yaşındaki Dilmen, sezon sonunda birinci lig takımı Boluspor’a transfer oldu. Takım ilk maçını, Ali Sami Yen Stadı’nda, Fenerbahçe’yle, ikinci maçını da Galatasaray’la oynadı. Böylece Dilmen, rüyalarını süsleyen Fenerbahçe ile ilk kez karşılaşmış oldu.

1-1 biten maçın ertesi günü, Dilmen’in adı, Ziya Şengül, İslam Çupi gibi önemli yazarların köşelerinde geçiyordu ve hakkında yapılan yorumlarda "Türkiye’de bir yıldız doğuyor. Gelecek hafta Boluspor - Galatasaray maçında Rıdvan’ı mutlaka izleyin!" ifadeleri kullanılıyordu. Bir hafta sonra Boluspor’un Galatasaray'a 2-1 kaybettiği maçta, takımının tek golünü kaydeden Rıdvan, aynı akşam açıklanan milli takım kadrosunda yerini aldı.

İki yıl Boluspor’da oynayan ve sonra Sarıyer’e transfer olan Dilmen, dört yıl da Sarıyer forması giydi. 1987 - 1988 sezonu sonunda Fenerbahçe’ye sansasyonel bir şekilde transfer olan futbolcu, kendi deyimiyle 'hayallerini gerçekleştirdi'.

1988 - 1989 sezonunda, kariyerinin zirvesine çıkan Dilmen’in takımı Fenerbahçe, 103 gol atarak şampiyon oldu. Aykut, Oğuz, Hakan, Schumacher gibi oyuncuların bulunduğu takımda, Dilmen, 19 gol atıp, 41 gol attırarak, şampiyonlukta büyük rol oynadı.

1989 - 1990, Rıdvan şanssız bir sezon geçirdi. Trabzonspor’un Yugoslav oyuncusu Yesiç’in tekmesiyle sağ ayağı sakatlanan Rıdvan’ın, futbol hayatı dalgalanmaya başladı. Dört kez dizinden ameliyat olan Dilmen’e doktorları altı ay oyun yasağı koymasına karşın, üç ay sonra sahalara döndü. Ancak bu erken dönüş, sakatlığının bir türlü iyileşmemesine yol açtı. 1991’de, Galatasaray maçında sol omzu kırılan Rıdvan, yine uyarılara kulak asmadı ve İzlanda - Türkiye milli maçına çıktı. 90. dakikada omzu aynı yerden bir kez daha sakatlandı. Eskiye dönmek için çaba harcayan Rıdvan’ın şevki, tekrarlayan sakatlıklar ve nükseden ağrılar yüzünden kırıldı. Taktik zekası ve oyun kabiliyetiyle göz dolduran Rıdvan, sonraki dönemde sınırlı sayıda maç oynayabildi. 1994’de, Ali Şen’in başkanlık yaptığı Fenerbahçe’yle, karşılıklı olarak yollarını ayırdı.

Maç takviminin uyuşmaması yüzünden, jübilesi üç kez ertelenen Rıdvan, 31 Ocak 1996’da, -7 derecelik dondurucu bir soğukta jübilesini yaptı. Soğuk yüzünden, sadece 1982 seyircinin bulunduğu maçta Şeytan, sevenlerini golsüz bırakmadı. Jübilesinde gol atan ender futbolculardan biri olarak sahadan ayrılan Rıdvan Dilmen, futbol kariyerini, 81’si Fenerbahçe’de olmak üzere, toplam 152 golle tamamladı. 34 kez A Milli forması giyen Rıdvan, bu formayla da, 5 gole imzasını attı.

Rıdvan Dilmen'in oyun içinde topla aniden hızlanıp aniden yavaşlayabilmesiyle haklı bir ün kazandı.

Rıdvan Dilmen Türk futbolunun efsaneler döneminin son futbolcularındandır. Topla akıl almaz bir hızla ilerlerken birdenbire durabilen, sonra yeniden hızlanıp savunmacıları birer birer çalımlayıp gole gidebilen kaç futbolcu hatırlarsınız? Rıdvan Dilmen, nev-i şahsına münhasır bir yıldızdı. Parıltısıyla milyonlarca insanı büyüleyip erkenden kaydı yeşil sahalardan. Futbol hayatına teknik direktörlükle yeni bir sayfa açan Rıdvan, Vanspor, Konya, Altay, Karşıyaka, Adana ve Fenerbahçe’de teknik direktörlük yaptı.

1996-97 futbol sezonunda Ali Şen'in isteğiyle Fenerbahçe'de menajerliğe geçti. Sezon sonunda görevine son verildi, daha sonra TV programlarına yorumcu olarak katılan Rıdvan Dilmen 1998-99 sezonunda 2. ligde 0 puanla son sırada bulunan Vanspor'un başına geçti, Vanspor'u şampiyon yapıp 1.lige taşıdı.1999-2000 sezonunda Fenerbahçe'nin Başına getirildi. Fakat art arda alınan kötü sonuçlar ve Fenerbahçe’nin UEFA kupasından elenmesi sonucunda görevini bıraktı. Daha sonra Altay ile anlaştı. Burada da Yükselme maçlarında Altay’ın başarılı olamaması sonucunda görevinden ayrıldı. 2001-2002 sezonunda anlaştığı Adanaspor’dan da ayrılmak zorunda kalan Rıdvan Dilmen;2003 yılında 2.Lig A klasmanında yer alan Karşıyaka da teknik direktör olarak görev aldı.

Rıdvan Dilmen ‘’Allah bana ölmeden birgün önce futbol oynatsın’’diyebilecek kadar futbol aşığı,futbolculuk döneminde ‘’Sadece Fenerbahçe’de oynarım,hiç kimse transfer teklifi ile gelmesin’’diyebilecek kadar da Fenerbahçeli’dir. Rıdvan Dilmen şimdilerde futbol sevdasına haftanın 2 günü halı sahada devam ediyor.

2009’un yaz aylarında çıkması planlanan kitabında futbol anılarına yer verecek olan Rıdvan Dilmen’in kitabının ismi ise çok ilginç. Her defasında benimsemediğini belirttiği lakabı olan ‘’şeytan’’dan yola çıkarak ’’Bana Şeytan Demeyin’’ olacak kitabın ismi.

Futbol kariyeri boyunca, hiç kırmızı kart görmeyen, sadece üç sarı kartla futbol hayatını noktalayan Rıdvan Dilmen, teknik direktörlük macerasından sonra, şimdi, çeşitli yayın ve basın organlarında, futbol yorumculuğu yapmaktadır. Futbol zekası ve bilgisi Türkiye’de ki tüm otoritelerce kabul gören Dilmen NTV ekranlarında haftasonları maçlardan sonra Güntekin Onay ile beraber Türkiye’nin en başarılı spor programı olan %100 Futbol’u,NTVSpor Genel Müdürü Fuat Akdağ ile de Not Defteri programını sunmaktadır.Ayrıca futbol yazılarına da Sabah Gazetesinde devam etmektedir.Golden birkaç saniye önce ‘Gol olur’ diyerek golü koklama yeteneğini gösteren Rıdvan Dilmen, bu iki kelimeyle önce David Beckham ile bir reklamda, daha sonra da Cem Yılmaz’ın A.R.O.G filminde rol aldı.

  • Rıdvan Dilmen, Dünya Karması'nda Camp Nou'da genç yıldızlar Zinedine Zidane ve Xavi Hernandez'in kaptanı sıfatıyla oynamıştır.

Futbol hayatına teknik direktörlükle yeni bir sayfa açan Rıdvan, Vanspor, Konyaspor, Altay, Karşıyaka, Adanaspor ve Fenerbahçe’de teknik direktörlük yaptı.

1996-1997 futbol sezonunda Ali Şen'in isteğiyle Fenerbahçe'de menajerliğe geçti. Sezon sonunda görevine son verildi, daha sonra TV programlarına yorumcu olarak katılan Rıdvan Dilmen 1998-1999 sezonunda Bank Asya 1. Lig'de 0 puanla son sırada bulunan Vanspor'un başına geçti,Vanspor'u şampiyon yapıp Turkcell Süper Lig'e taşıdı.1999-2000 sezonunda Fenerbahçe'nin başına getirildi. Fakat namağlup olmasına rağmen Fenerbahçe’nin UEFA kupasından elenmesi sonucunda görevini bıraktı. Daha sonra Altay ile anlaştı. Burada da yükselme maçlarında Altay’ın başarılı olamaması sonucunda görevinden ayrıldı. 2001-2002 sezonunda anlaştığı Adanaspor’dan da ayrılmak zorunda kalan Rıdvan Dilmen; 2003 yılında Bank Asya 1. Lig A klasmanında yer alan Karşıyaka'da teknik direktör olarak görev aldı. Fakat Karşiyaka'da başarılı olamadı.

NTV Spor'da yorumculuk ve Sabah gazetesinde köşe yazarlığı görevine devam eden Rıdvan Dilmen aynı zamanda Fanatik gazetesinde İddaa Yazarları'>İddaa tahminleri yapmaktadır. Zaman zaman da Şampiyonlar Ligi'ndeki önemli maçları Star TV'de yorumlamaktadır. Dilmen, özellikle maç anlarındaki yorumculuğu sırasında, atılan golden birkaç saniye önce "Gol olur" demesiyle, golü koklama yeteneğinden hiçbir şey kaybetmediğini göstermektedir. 1 Ağustos 2010 tarihinde Sabah gazetesine geçmiştir.