Tuğçe Özcan / Posta
Magazin / Sosyal
Email adresi: tugce.editor@gmail.com

kakkkk

Yazı yazmaya başlama zamanım; sanırım okuma ve yazmayı sökmüş olduğum yıla kadar uzanıyor. İnsanoğlunun ilk yazı deneyimi mağara duvarlarında, benimki ise her klişe genç kız gibi günlük sayfalarındaydı. İlk okuldan beri yadiğim, içtiğim, öğrendiğim ve keşfettiğim her şeyi en ince detayına kadar defterime yazmak hayatımın en önemli işiydi. Üniversitede kendime bir blog sayfası açarak hem sağa sola yazdığım yazıları toplamak, hemde günlük hayatımdan paylaşımlar yaparak blog hayatına giriş yaptım.

 

Üniversitede Sinema Televizyon bölümünü bitirip, çeşitli televizyon kanalları ve programlarında çalışmaya başladım. Bu arada yakın arkadaşımla sadece anı olsun, hatıra kalsın diyerek yazdığımız kitabımız “Erkek Dedikodusu” çok beğenildi ve biz şaşkındık. Öyle ki, beğeniler bizi 2. kitabı yazmaya itti ve 2012 yılında serinin devamı olan “Erkek Dedikodusu 2” de piyasaya çıkmış oldu.

Kitap çok keyifli bir yolculuk, ve bu yolculuğun üçüncü durağı yine roman türünde kaleme aldığım”Amazon Kadınlar Kulübü” oldu. Bu kitapla birlikte ikinci üniversite olarak da Edebiyat Fakültesi’ne başladım. 10 yıl boyunca televizyonda metin yazarlığı ve editörlük yaptıktan sonra 1 yıl Deluxe Dergisi’nde baş editör olarak çalıştım. Derken blog sayfam gezi notlarımı, güzellik hakkında öğrendiğim ip uçlarını ve günlük hayatımı paylaştığım daha kapsamlı bir mecra haline geldi. Blog sayfam aslında neyi yazarken daha çok keyif aldığımı anlamamı sağladı. Televizyonda birbirinin aynısı metinler yazmak bir yerden sonra keyif vermeyince, yazılarımı sağlık & güzellik alanına kaydırarak bir estetik kliniğinde asistanlık yapmaya başladım.

Şuanda Ataşehir’de bulunan Dmd Estetik’te asistanlık ve editörlük yapmaktayım. Ayrıca Posta Gazetesi’nde de köşe yazarlığı yapıyorum. İşimin parçası olan detayları bir yandan yazıyor, bir yandan da sosyal medyadan elimden geldiğince paylaşımda bulunuyorum.

kapkkk

Defter ve kalemleri, yağmur ve dolunayı, Ajda Pekkan ve Model’i, yuvalama çorbasını, deniz kabuklarını, türk kahvesini ve yürüyüş yapmayı çok severim. Kalıplaşmış klişelerden nefret eden, bireysel kahramanlıklara inanan başına buyruk bir insanım.

Hayata dair Tuğçesel yazılarımı, kişisel tespitlerimi, güzellik ve sağlıklı yaşama dair ip uçlarını, gezi notlarımı burada bulabilir ve yazılarıma yorum bırakarak blog sayfamın bir parçası olabilirsiniz.

Tuğçe Özcan